PROGRAMBELLEK
  FIKRALAR
 

 

DELİ FIKRALARI
BENDE BU KAFA VARKEN        
Delinin birisi hastaneden taburcu olacakmış ve son muayene için baş hekim gelir. Deliye sorar : 
-Elin nerede?  
Deli gösterir.  
-Bacağın nerede? 
Deli yine gösterir.  
-Burnun nerde?  
Deli yine gösterir. 
Baş hekim doktorlara : 
-Bırakın emrini verir ve çıkar. Hekim çıktıktan sonra deli göbeğini gösterir ve : 
-Bende bu kafa varken tabi salıverirsiniz, der. 
 
BEŞ VAR        
İki deli arasında konuşma :  
-Saat kaç?  
-Beş var  
-Kaça beş var?  
-Bilmiyorum, akrebini kaybettim.
     
BİR KEDİ DAHA  
Akıl hastanesinden kaçan iki deli, karşıdan gelen bekçiyi görünce iri gövdeli bir çınarın arkasına saklandılar. Bekçi, onların ayak seslerini işitmişti. Sordu : 
-Kim o? 
İçlerinden biri kedi gibi miyavladı. Bu başarılı miyavlamadan sonra bekçi yürüyüp gidiyordu ki, delilerin ayakları altındaki yapraklar hışırdadı. Bekçi geri dönüp yine seslendi : 
-Kim var orada? İkinci deli cevap verdi : 
-Bir kedi daha. 
 
BİZ YILLARDIR BAKIYORUZ  
Akıl hastanesine yeni atanan müdür hastaneyi dolaşmaya karar vermiş. Dolaşırken hastanesinin dışarıya bakan duvarının dibinde bir grup akıl hastasının tek sıra olup duvardaki bir delikten baktıklarını görmüş. Merak içinde yanlarına giderek : 
-Yahu hepiniz toplanmış burada ne yapıyorsunuz. 
-Hiçbir şey yapmıyoruz sadece bu delikten dışarı bakıyoruz... 
Bunun üzerine müdür hastaları kenara iterek : 
-Durun birde ben bakayım, demiş ve delikten dışarıya doğru bakmış. Birde ne görsün delik kapalı ve hiçbir şey görünmüyor. Hiddetle akıl hastalarına dönerek : 
-Yahu, demiş, Ben baktım bu delikten dışarı bir şey görünmüyor peki siz ne görüyorsunuz : 
-Deliler hep bir ağızdan Müdür Bey, demiş. Biz yıllardan beri bakıyoruz bir şey göremedik siz bir bakışta nasıl göreceksiniz ki. 
 
CANLI GAZETE  
Başhekim, akıl hastanesinin bahçesinde dolaşıyordu, bir ara baktı, bir kalabalık gözüne çarpmıştı.Hemen oraya seğirtti.Deliler bir halka oluşturmuş, ortada dönüp konuşan birini dinliyorlardı :  
-Papendreu seçimleri kaybetti.Hastaneye kaldırıldı...Bulgar zulmü devam ediyor.Zorla yollanan soydaşlarımızın sayısı seksen bine ulaştı...Federasyon kupasını Beşiktaş kazandı...  
Başhekim bu işten hoşlanmış :  
-Ne yapıyorlar bunlar böyle? diye sormuş.  
-Efendim, demişler.Ortadaki deli kendinin gazete olduğunu sanıyor, haberleri bildiriyor.  
Başhekim daha da hoşlanmış.Dolaşmasını sürdürmüş.Az ileride birde ne görsün! Sekiz, on deli iplerle sımsıkı birbirlerine bağlanıp bir köşeye atılmamış mı!  
-Onlar mı, okunup da iadeye gidecek eski gazeteler efendim... 
 
ÇIKARMAYA ÇALIŞIYOR        
Delinin biri kuyuya bir taş atmış yüz akıllı çıkarmaya çalışmış, çıkaramamış. Sonunda delinin diğeri ilk deliye bu akıllıların ne yaptığını sormuş. Birinci deli de : 
-Elimdeki taşı kuyudan çıkarmaya çalışıyorlar, demiş. 
 
ÇORAPLAR  
Akıl hastanesinde doktor, davranışlarını normal bulduğu hastaya niçin hastanede bulunduğunu sorar.  
Hasta : 
-Pamuklu çorapları yünlülere tercih ettiğim için, diye cevap verir. 
Şaşıran doktor : 
-Bunun anormallik neresinde? Ben de pamuklu çorapları tercih ederim, der. 
Hasta sevinçle karşılık verir : 
-Çok memnun oldum doktor. Sizinkiler limonlu mu, yoksa sirkeli mi? 
 
KARŞIDAKİ DUVARIN ÇİVİSİ  
Delinin biri, çiviyi tersine çevirerek sivri tarafına vura vura duvara çakmaya başlamış.  
Onun bu halini gören başka bir deli işe karışmış :  
-Baksana, yahu! Sen yanlış bir iş görüyorsun.Bu çivi karşıki duvarın çivisi olacak galiba, demiş.
 
KARŞI KALDIRIM  
Bir akıl hastası, bulunduğu kaldırımdan karşıya geçip rastladığı ilk görevliye sormuş : 
-Affedersiniz, karşı kaldırım nerede acaba? 
Görevli şaşırmış ama yine de karşı tarafı göstererek : 
-İşte şurada, demiş.  
-Kime yutturuyorsun yahu... Daha şimdi orda sordum, burayı gösterdiler!... 
 
NASIL BİLSİN   
Akıl hastanesinde koğuşları gezen başhekim, bir hastanın oturmuş, birşeyler yazdığını gördü :  
-Kolay gelsin, ne yazıyorsun?   
-Mektup yazıyorum efendim.   
-Yaaa...Kime yazıyorsun?   
-Kendime...   
-Peki, ne yazılı mektupta?  
-İlahi doktor bey, deli misiniz siz?Mektubu daha almadım ki...İçinde ne yazdığını bileyim.
 
NİÇİN GÜLMÜŞ?                          
Uçak, Yeşilköy'den kalkmıştı. Bakırköy Akıl Hastanesinin üzerinden geçerken, pilot birden gülmeye başladı. Hostes bu gülüşün sebebini sorunca şu cevabı verdi : 
-Başhekim kaçtığımı öğrenince kimbilir nasıl şaşıracak!!! 
 
OLGUNLAŞIP YERE DÜŞTÜM      
Bir müfettiş akıl hastanesini geziyormuş. Bahçeye gelince delilerin ağaçta asıldığını ama birinin yere yattığını görünce yatana sormuş . 
-Neden ağaca çıktılar, demiş. O da : 
-Armut sanıyolar kendilerini, demiş.  
Müfettiş : 
-Sen armut değilmisin?, demiş. O da hayır ben olgunlaşıp yere düştüm demiş. 
 
12'NİZDE Mİ?  
Katil, suçunu itiraf etti, yargıç da durumu jüri heyetine iletti. Biraz sonra jüri başkanı kararı açıkladı: 
-Bu sanık suçsuzdur... 
Yargıç adamakıllı kızdı: 
-Canım, ne biçim iş bu!... Adam, ben katilim diyor suçunu itiraf ediyor sizde suçsuzdur kararına varıyorsunuz... Acaba, suçsuzdur kararını neye dayanarak verdiniz? 
-Delilik efendim, delilik... 
Yargıç bütün jüri üyelerini teker teker süzdü. Başını sallayarak : 
-Sahi mi? 12'niz de mi?.. 
 
ÖNCE KAÇANLARI YİYELİM  
Akıl hastanesinden iki deliyi salıvereceklermiş. Doktorlar kendi aralarında :  
-Şunlara son bir test yapalım da gorelim akılları başlarına gelmiş mi, demişler.Bunun uzerine iki deliyi bir masa başına çağırmışlar. Masanın üzerine bir kavanoz dolusu siyah zeytin, bir kavanoz dolusu da canlı hamamböceği dökmüşler ve :  
-Buyrun beyler, yiyiniz, demişler. Delirlerden bir tanesi hemen zeytinlere saldırmış, ötekisi araya girmiş.  
-Önce kaçanları yiyelim, öburleri nasıl olsa duruyor! 
 
PLAN BOZULDU 
Akıl hastanesinde deliler bi araya gelip kaçış planı yaparlar. Elebaşları planı anlatır : 
-Büyük bir kütük bulup ilk önce 1. kapıyı, 2. kapıyı ve daha sonra 3. kapıyı kıracağız ve herkes başının çaresine bakıp kaçacak. Sabah olunca bir kütük bulurlar doğruca 1. kapıyı kırarlar, 2. kapıya koşup onuda kırdıktan sonra 3. kapıya yönelirler. 3. kapının açık olduğunu gören elebaşları der ki : 
-Arkadaşlar plan bozuldu geri dönün. 
 
SAAT  
Deli, saatini hastane bahçesindeki havuza atmıştı. Bunu gören arkadaşı : 
-Niye attın saati havuza, dedi.  
-Nasıl yüzdüğünü görmek için. 
-Peki, kurdun mu? 
-Hayır. 
-Enayi, kurmadan yüzer mi?" 
 
SIKARKEN ÖLDÜ
İki arkadaşın, bir kedisi varmış. Birisi :w 
-Zavallı kedi çok kirlenmiş ben onu yıkayayım, demiş. Diğer arkadaşı : 
-Hayır yıkama yoksa ölür, demiş. Bizimki dinlememiş ve kedi'yi yıkamış ve kedi ölmüş. Arkadaşı : 
-Ben sana demedimmi kedi ölür diye, demiş. Cevap şu : 
-Ama ben kediyi yıkarken ölmedi, sıkarken öldü. 
 
YALAN SÖYLEMİŞ       
Akıl hastanesine yeni gelen doktor, hastaları ziyaret ediyordu.Birine yaklaştı :  
-Sizin adınız nedir bakayım?  
-Hüsamettin efendim.  
-Soyadınız?  
-Tanrıoğlu.  
Tam o sırada yandaki yaşlı :  
-İnanma inanma doktor, yalan söylüyor.Benim böyle bir oğlum yoktur.
     
YÜZME BİLMİYORUM Kİ  
Mühim bir şahsiyet, bir akıl hastalığı kliniğini gezerken delilerin bahçedeki havuza atladıklarını görr ve başhekime dönerek : 
-Mükemmel, hastalarınızın her türlü ihtiyacını karşıladığınızı göruyorum. Başhekim teşekkür eder, sonra da sözlerine devam eder : 
-Hele siz bir de su doldurabildiğimiz zaman gelin de görun!  
Havuzun boş olduğunu oğrenen adamcağız dehşet içinde tramplenin altına koşar ve heyecanla atlamaya hazırlanan deliye "atlamamasını, havuzun içinde su olmadığını" söyler. Deli : 
-Ne zararı var? Zaten ben de yüzme bilmiyorum ki! 
 
ZİL ÇALDI...PAYDOS OLDU!  
Delileri uçağa bindirmişler, bir şehirden ötekine naklediliyorlardı.Ama o kadar çok gürültü yapıyorlardı ki, sonunda pilot dayanamadı, uçağı ikinci pilota teslim ederek içeride ne olup bittiğini görmek istedi.  
Deliler uçakta hep bir ağızdan bağırıp çağırıyorlardı.Baktı, en başta, bir deli, ötekilere uymamış, akıllı, uslu oturuyordu.  
-Sen neden bağırmıyorsun? diye soracak oldu.  
Adam :  
-Ben bunların öğretmeniyim, diye cevap verdi.Onlarda benim öğrencilerim.Şimdi teneffüsteler de onun için ses çıkartmıyorum.  
Pilot, çaresiz yerine döndü. Bir süre geçti.Bir an geldi ki sesler büsbütün kesiliverdi.  
Pilot:  
-Aman çok güzel! diye sevindi.Herhalde kendinin öğretmen olduğunu sanan deli, ötekileri derse almış olsa gerek, diye düşündü.  
Ama dakikalar geçiyor, arkadan hiç bir ses seda çıkmıyordu.Pilot biraz daha bekledikten sonra merak etti.Gidip bakmak istedi.  
Bir de ne görsün! Uçağın kapısı açık ve içeride öğretmenden başka kimsecikler yok değil mi!  
Dehşetle sordu :  
-Öğrencilerin nerede?, diye...  
-Dersler bitti.Hepsini evlerine gönderdim! 
  
 
ASMAK
Dursun evinden çıktığında birde bakar ki komşusu Temel kendini belinden ağaca asmış halde duruyor.Hemen gidip ipi ağaçtan çözer.Komşusunu ağaçtan indirdikten sonra merakla sorar : 
-Ha sen ne yapayudun öyle? 
-Hiç kendimi asaydum... 
-Ha uşağum, penum pildiğum insan poynundan asılayi. 
Temel üzgün ve çaresiz bir halde komşusu Dursun'a baktıktan sonra cevap verir : 
-Ben de öyle yapmişudum.Ama ipu poynima pağladığum zaman bi türlü nefes alamayrum.
ARABAM DIŞARDA
Temel kırtasiye'ye girmiş, tezgahtara : 
-Pana pir roman lazum, demiş. 
Kırtasiye tezgahtarı sormuş : 
-Efendim agır mı olsun hafif mi? 
Temel : 
-Farketmez, nasul olsa arabam dısarudadur.


PATATES
FBI gizli ajan eksikliğini giderebilmek için ajan seçmeleri yapmaya karar vermiş. Ve hergün üçer kişi çağırıp aralarından birini ajan olarak himayelerine alıyorlarmış. Seçimlerin 3. günü Temel' de katılmış. Yanındada bir ingiliz ve bir amerikan varmış. Bunlardan ilk olarak kamuflaj olmalarını istemişler. İçinde sadece bir çuvalın bulundu boş bir odaya sokmuşlar ve burada gizlenmelerini söylemişler. İlk önce ingiliz girmiş. 5 dk. sonra odaya giren bir yetkili gitmiş içinde ingilizin saklandığı çuvala tekme atmaya başlamış. Hemen çuvalın içinden bir ses gelmiş: " Miyaw, miyaw." İngilize ilk testi başarıyla geçtiğini söyleyip amerikan' ı odaya koymuşlar. Amerikan' da aynı çuvala saklanmış. Biraz sonra yine odaya giren yetkili gitmiş ve çuvala bir tekme atmış. Çuvalın içinden: "Hav, hav." diye bir ses gelmiş. Amerikan' ıda tebrik edip Temel' i odaya koymuşlar. 5 dk. sonra odaya giren aynı görevli gitmiş çuvala bir tekme atmış. Ama Bir daha bir daha derken en sonunda çuvaldan cılız bir ses yükselmiş: " Patateeeeesss"
TEK ASKER
Manevra varmış.Temel elde tüfek yerde yatıyormuş.Komutan gelip sormuş : 
-Düşman önden gelirse ne yaparsın Temel? 
Temel cevaplamış.Şu yandan, bu yandan, arkadan gelirse, diye tekrar sormuş komutan.Temel bunları da cevaplamış. 
Komutan en sonunda : 
-Ya düşman tepeden gelirse? deyince. 
Temel dayanamamış ve : 
-Habu memleketin tek askeru ben miyum komitanum daa!
ADAMI GÖZÜMÜN ÖNÜNE GETİRİRİM
Arkadaşı Karadenizliye sormuş: 
-Yalnızken kendi kendine konuşma huyun var mıdır? 
-Ben kendi kendime konumam, demiş karadenizli.Adamı gözümün önüne getiririm, öyle konuşurum.
AĞAÇLARDAN GÖREMİYORUM
Temelle Dursun ormanda yürüyorlar.Bir ara Temel Dursuna sesleniyor : 
-Dursun ormanın güzelliğine bak. 
Dursun: 
-Ağaçlardan göremiyorumki.
AYNI YERDE
Temel uzun zamandir görmedigi arkadasi Cemal'le Istanbul'da karsilasinca :
- Usak nasilsun pakayum?
-Iyiyum...
-Çocuklarin nasildur?
-Onlar da iyidur.
-Peki karin nasildur?
Temel böyle sorunca Cemal'in birden yüzü degisir...Temel arkadasinin karisinin geçen yil öldügünü hatirlayip hemen söyle der :
-Yani hala ayni mezarda mi yatiyii?
BULAŞIKÇI
Temel bir lokantanin önünden geçerken "Bulasikçi Araniyor" ilanini görmüs.
Hemen içeri girip patrona :
-Pen ha purada pulasikçiluk yapapilirum.
demis.Patron sormus:
-Kaç dil biliyorsun?
Temel hiç duraksamadan cevap vermis :
-On tört
Önce biraz sasiran patron sonra sinirlenmis ve :
-Sen benimle alay mi ediyorsun?
Temel :
-Valla önce sen paslattun...
BAS GAZA
Tir söförü Dursun ile muavin Temel kamyonlarina 6 metre yüksekliginde havaleli mal yüklemis gidiyorlarmis.
Birden bir tünel ve önünde bir uyari isareti :
"DIKKAT !! Azami Yükseklik 4 metre"
Muavin Temel, etrafa dikkatle bakmis. Sonra Dursun'a dönerek :
-Bas gaza usta ! Etrafta polis molis körinmeyu...
PEŞ KİŞİLUK
Cemal silahçi dükkanina girer ,
-Ha pi tapanca almak isteyrum.
Satici sorar :
-Nasil bir tabanca?
Cemal :
-Pes kisiluk...
DÖRDÜNCÜ MOTOR
Temel Reis , Idris reisle birlikte uçakla Istanbul'a gidiyormus.Bir sarsinti olmus.Herkeste bir telas...Pilot konusmus:
-Bir motorda ariza var.Ama meraklanmayin, üç motorla da gidebiliriz...
15 dakika sonra bir anons daha :
-Bir motor daha istop etti ama telaslanmayin, iki motorla gideriz...
10 dakika sonra pilot üçüncü motorun da bozuldugunu ama tek motorla da gidebileceklerini söylemis.
Temel Reis dayanamayip:
-Ula Idris Reis, ister misun simti törtünçü motor da pozulsun da hepten havata kalalum...
ARSLAN
Temel hayvanat bahçesinde gezerken açik buldugu bir kafesten içeri dalmis.
-Hoop ! Dur , ne yapiyorsun? Orasi aslan kafesi...
diye bagirmislar.Temel geri dönmüs ve kizarak :
-Sankim aslaninizu yedük...
SIKINTI
Temel Ingiltere'ye gidip gelmisti.Cemal sordu:
-Ula Temel ,sen incilizçe bilmeyidun.Çok sikinti çektin mu?
Temel :
-Hayir, asil sikintiyi inciluzler çektu...
SABIKA
Hakim Temel'e sorar :
-Sabikan var mi?
Temel :
-Hayir efendum, Allah'tan paska kimsem yoktur...

 

ADAMI GÖZÜMÜN ÖNÜNE GETİRİRİM  
Arkadaşı Karadenizliye sormuş:  
-Yalnızken kendi kendine konuşma huyun var mıdır?  
-Ben kendi kendime konumam, demiş karadenizli.Adamı gözümün önüne getiririm, öyle konuşurum. 
 
AĞAÇLARADAN GÖREMİYORUM   
Temelle Dursun ormanda yürüyorlar.Bir ara Temel Dursuna sesleniyor :  
-Dursun ormanın güzelliğine bak.  
Dursun:  
-Ağaçlardan göremiyorumki.
 
AKŞAM SERİNLİĞİNDE  
Bir mecliste konuşulurken,  
Amerikalı  :  
-Biz Mars'a gideceğiz, demiş.  
Alman :  
-Biz yakıtsız giden otomobil üreteceğiz, demiş.  
Fransız :  
-Atom bombasını etkisiz hale getirecek projelerimiz var, demiş.  
Bizim Karadenizli de onlardan geri kalmamak için :  
-Biz de güneşe gideceğiz, demiş.  
-Güneşe gidemezsiniz, demişler. Güneş yakar.  
Karadenizli gülümsemiş :  
-O kadar da enayi değiliz, tabi, demiş. Akşam serinliğinde gideceğiz. 
 
ALERJİ                            
Temel, Cemal'e :  
-Fadime'nin kürke alerjisi var.  
-Nerden pileysun?  
-Ne zaman kürk giymiş pi avrat cörse hastalanayı.  
 
 
ANLAMLI ANLAMLI  
Karadenizlinin biri hemşerisine anlatıyor :  
-Dün belediye otobüsüne bindim; yan koltuktaki adam bilet almamışım gibi bana anlamlı anlamlı baktı.  
-Sen ne yaptın?  
-Bende bilet almışım gibi anlamlı anlamlı ona baktım. 
 
ARABAM DIŞARIDA   
Temel kırtasiye'ye girmiş, tezgahtara :  
-Pana pir roman lazum, demiş.  
Kırtasiye tezgahtarı sormuş :  
-Efendim agır mı olsun hafif mi?  
Temel :  
-Farketmez, nasul olsa arabam dısarudadur.
 
 
ARABASINI SATMIŞ                              
Temel'e rüyasında Allah yürü ya kulum demiş. Temel'de arabasını satmış.
 
ARİTMETİK                                
Aritmetik öğretmeni Temel öğrencilerinden şikayet ediyormuş :  
-Derste peş kere peş kaç ediy, diye sorayrum, kırk cevapı alayrum.Halbuki peş kere peş yirmi peş, pilemedun otuz
 
ARKADAŞIN OLDUĞUM İÇİN Mİ?  
Adamın biri karadenizli arkadaşına "eşek" demiş.  
Karadenizli sormuş :  
-Eşek olduğum için mi arkadaşınım; yoksa arkadaşın olduğum için mi eşeğim? 
 
ASANSÖR                               
Temel kapıcı, çalıştığı on katlı binanın asansörü bozulunca bir kağıt asıyor, üstünde şu yazılar var :  
"Asansör pozuk, en yakın asansör yüz metre ileride, yandaki pinadadur"
 
ASLAN                           
Temel hayvanat bahçesinde gezerken açık bulduğu bir kafesten içeri dalmış.  
-Hoop, dur ne yapıyorsun, orası aslan kafesi, diye bağırışmışlar.Temel geri dönmüş,  
-Sankim aslanınızı yedük, demiş.
 
ASMAK  
Dursun evinden çıktığında birde bakar ki komşusu Temel kendini belinden ağaca asmış halde duruyor.Hemen gidip ipi ağaçtan çözer.Komşusunu ağaçtan indirdikten sonra merakla sorar :  
-Ha sen ne yapayudun öyle?  
-Hiç kendimi asaydum...  
-Ha uşağum, penum pildiğum insan poynundan asılayi.  
Temel üzgün ve çaresiz bir halde komşusu Dursun'a baktıktan sonra cevap verir :  
-Ben de öyle yapmişudum.Ama ipu poynima pağladığum zaman bi türlü nefes alamayrum.
 
AŞAĞISI BİR İŞ DÜŞÜNÜYOR  
Karadanizliye sormuşlar :  
-Neden baştaki saç ağarıyor da, aşağıdaki ağarmıyor?  
-Aşağısı bir iş düşünüyor, yukarısı bin iş düşünüyorda ondan, demiş Karadenizli.
 
ATALARIMIZ TELSİZ TELEFON KULLANMIŞLAR!!!             
Temel bilim adamı iken bir arkeoloji araştırmaları konferansına davet edilir.Amerikalılar anlatmaya başlar :  
-Biz ülkemizde yaptığımız kazılarda 25 metre aşağı indik ve telefon kabloları bulduk.Öyleyse bizim atalarımız asırlar önce telefon kullanmışlardır.  
Sıra Türkiyeye gelir ve Temel başlar anlatmaya:  
-Biz ülkemizde yaptığımız kazılarda 50 metre aşağı indik ama birşey bulamadık.Öyleyse atalarımız telsiz telefon kullanmışlardır.
 
AT YARIŞI  
At yarışına merak saran Temel bir gün hipordroma gider. Yalnız önünde delicesine bir o yana bir bu yana koşan atlara akıl erdiremez ve dayanamayarak yanındakine sorar. 
-Hah hemşerim bu atlar ne deli gibi koşup duruyor. 
Adam da : 
-1. olana ikramiye var da ondan, der. 
Temel de cevap vererek : 
-Hah 1. olana para varda ötekiler niye koşup duruyor. 
 
ATTA GİDECEĞİZ      
Azrail Temel'in canını almak için gelmişti. Temel hemen bir çare buldu. İsaret parmağını ağzına sokup, ağuk guğuk sesleri de çıkararak bebek taklıdı yaptı. Azrail durumu anlamış ve Temel'in oyununu bozmamış, gitmiş. Ertesi ve daha ertesi günü Temel yine aynı numarayı yapmış ve kurtulmuş. Hatta daha ileri giderek kendisine birde emzik bile almış. Azrail yine gelmiş, Temel hemen yerde emeklemeye baslamış. Azrail Temel'e : 
-Temel gel attaaaa gideceğiz. 
 
AYAĞIMI DENİZE SOKUP          
Temel her gün köyden evine gidince paçaları ıslak gidiyormuş. Bir gün köylünün biri sormuş :  
-Ya Temel neden senin paçaların hep ıslak?  
Temel akıllı ya :  
-Deniz kenarına gittiğim zaman bir sigara içiyorum sonra bu sigarayı denize atıyorum. Ondan sonra söndüğünden emin olmak için ayağımı denize sokup tekrar söndürüyorum.  
 
AYAKKABI                                                      
Temel işe girmek için sözlü sınava giriyor.Çok heyecanlı, bir önceki adaya soruyor :  
-Ne sorayiler?  
-Ayakkabı.  
Temel'in sırası geliyor, bilsin diye kolay soruyorlar :  
-Dört ayaklıdır, miyav miyav der.  
Temel soruyor :  
-Bağcıkli midur? 
                                           
AYNI YAŞTA TEĞİL MİDUR?  
Temel yaşlanmış ve sol ayağı devamlı ağrımaya başlamıştır. Ağrılara dayanamayan Temel günün birinde doktora gitmiş : 
-Eyi çünler toktor pey. 
-Buyrun size nasıl yardımcı olabilirim. 
-Pir şiçayetum vardur. 
-Anlatın sizi dinliyorum. 
-Haçan pubenim sol ayağım tevamli olarak ağrımaktadır. 
Temeli kısa bir süre inceleyen doktor teşhisini koyar. 
-Efendim sizin sorununuz yaşlılıktan meydana gelmektedir. Yani ayağınızda romatizma vardır. Doktorun bu teşhisini duyan Temel : 
-Ula toktor pey madem öyle diyeysunuz ama penum sağ ayağım hiç ağrımıyor o da öbür ayağımla aynı yaşta teğil midur.?????  
 
BANA GÜVENMEYİN  
Gazetede şöyle bir ilan çıkmış : "Bir müdür aranıyor.Yüksek tahsilli, İngilizce  ve Fransızca bilen, askerliğini yapmış, 30 yaşından gün almamış, boyu 1.85'den yukarı ve bekar olması gerekir...  
Temel başvurmuş :  
-Ben demiş, yüksek tahsil şöyle dursun ilk mektebi bile zor biturdum.İnciluzce de Firansizca da bilmeyrum.Yaşım 45'den yukarı, boyum 1.67...  
-Eeee, demişler.Ne demek istiyorsun?  
Temel gayet ciddi :  
-Bu ilanı verduğunuz müdürlük işi var ya, ha bu iş için bana güvenmiyesunuz demeye geldim... 
 
BAŞLARINA BİRŞEY GELMİŞ Mİ?            
Temel askerdeymiş. Teröristlerin köprünün altına gelip pusu kuracakları haberini almışlar. Temelin bölüğüde teröristlere operasyon düzenlemek için köprüde pusuya yatmışlar. Bir saat olmuş gelen giden yok, iki saat olmuş yok, beş saat olmuş yok. Temel komutanın yanına giderek : 
-Komutanım gidip bakıyım başlarına birşey gelmiş olmasın, demiş. 
 
BENDE BAŞARILI BİR ERKEĞİM  
Karadeniz'in erkekleri köy ve kasabalarda genelde önden giderler. Hanımları da bir kaç adım geriden onları takip ederdi. Trabzon'a gelen Musa Ağacık (Star Gazetesi köşe yazarlarından) önden giden adamı görünce dayanamaz durdurarak sorar :  
-Beyefendi, sana demokrasi ve hak adına bir soru soracağım.  
-Buyur sor?  
-Şu geriden gelen teyze hanımınız mı?  
-Evet, ne olmuş?  
-Demokrasi ve hak adına sen bu vaziyetten utanmıyor musun? Sen önde hanımın arkada.  
-Niye utanayım ki? Her başarılı erkeğin arkasında bir hanım yok mudur?  
-Vaaar!  
-Eeee!Bende başarılı bir erkeğim.  
 
BENDE TUTULDUM               
Doktor Temel hastasına sorar :  
-Verdiğim ilaçlar iyi geldi mu?  
Hasta :  
-Neden sordun?  
Temel :  
-Aynı hastaluğa pende tutildum da ondan.  
 
BEN GERİ DÖNÜYORUM  
Temel'e Dursun Karadeniz sahilinde oturuyorlarmış Temel Dursuna demiş ki : 
-Gel beraber Amerika'ya yüzelim. 
İki kafadar Karadeniz'den başlamışlar yüzmeye. Fıkra bu ya Amerika'ya yaklaşmışlar özgürlük anıtını görmüşler tam bu sırada bizim Temel :  
-Dursun ben kesildum geri doneyrum, demiş. 
 
BENİM ABİ DEVAM ET                      
Adamın biri yeni BMW siyle havalı havalı dolaşıyormuş. Kırmızı ışıkta durmuş. Bir kaç saniye sonra kamyon arkadan SHRANKKKKKK diye vurmuş. Adam dısarı çıkıp bakınca kamyondan Temel inmiş ve başlamış yalvarmaya : 
-Abi etme eyleme ben bu üç kuruş maaşla bu arabanın aynasını alamam beni bağışla. Sen büyüksün abi yaptık bi eşşeklik bağışla abi beni. 
Adam acımış Temel'e.Tam arabayı tamire götürürken yine bir kırmızı ışıkta durmuş. Yine arkadan kamyon geçirmiş buna. Sinirli sinirli çıkmış adam tekrar. Bi bakmış yine Temel! 
Camdan bağırmış : 
-Benim abi ben, devam et! 
 
BEN ZATEN 8 FOTOĞRAF MAKİNESİ GETİRMİŞTİM                                
Temel'in vesikalık fotoğraf çektirmesi gerekir.Arkadaşı Dursun Temel'e :  
-Sen şuraya bir çukur kaz ben fotoğraf makinesini alıp geliyorum, demiş.Bir süre sonra Dursun gelmiş bir de bakmış ki Temel 8 adet çukur kazmış.Dursun şaşırmış.  
-Niye 8 tane çukur kazdın deyince.  
Temel :  
-8 adet fotoğraf çekmeyecekmiyiz.İşte onun için demiş.  
Dursun ise :  
-Hiç gerek yoktu.Ben zaten 8 tane fotoğraf makinesi getirmiştim, demiş. 
 
 
BEYAZ AT BENİM         
Temel ile Dursun iki tane at almışlar. Fakat devamlı karıştırıyorlarmış. Hangisi kimin atı belli değil. O yüzden Temel'in aklına parlak bir fikir gelmiş ve atın bir tanesinin kuyruğunu kesmiş. Dursun'un ona inat o da diğer atın kuyruğunu kesmiş. Temel bu sefer atın bir tanesine boya ile işaret koymus. Dursun'da ona inat aynı yere aynı boya ile diğer ata işaret koymuş. Bakmış ki böyle de olmuyor. Temel Dursun'a :  
-Ha Tursun bak bu böyle olmayacak Beyaz at benimki, siyah at da seninki olsun, demiş. 
 
BIYIK   
Lazistan'ı gezmekte olan turist :  
-Allah Allah, burada herkesin bıyığı var, demiş.  
Temel, burnuna dikkat çekerek :  
-Piz önemli ve değerli şeylerin altini çizeruz. 
 
BİR KUZUDA EVDE                  
Bir inşaata amele alınacaktır. Alınacak elemanları kalfa Cemal'in seçmesi istenir. Adaylar kalabalıktır. Bu durumda Cemal sınav yapmaya karar verir. 
-Pize 1 kisi lazımdur. Pu nedenle sizu imtihan edeceğum. Bir ara gözü Temel'e ilişir.Burnundan tanımıştır. Hemşehrisini işe almak ister. Önce Temeli sınava alır ve sorar. 
-Hemşerum söyle baa bakalum.. Sana 3 kuzu verdum, sonra 2 kuzu daha verdum kaç kuzu oldi? 
-6 tane oldi. Cemal biraz bozulur ama çaktırmaz. 
-Tabi bu soru biraz zor oldu piraz taha kolayini sorayum. 
-Sana 2 kuzu verdum, sonra 1 tane taha verdum kaç kuzi oldi ? 
-Tört kuzi oldi. Cemal sinirlenir, Ama hemsehrisinide işe almak ister. 
-Peçi 1 kuzi verdim, sonra bir kuzi taha verdum kaç etti ? 
-Üç etti. Bunun üzerine Cemal iki tokat çakar ve tekrar sorar. 
-Pir kuzi verdum, kaç kuzin oldi? 
-İçi tane. Cemal iyice sinirlenir ve Temeli iyice döver. 
-Ulan hemşeru teyup işe almak istedum, sende tam salakmişsun. Ula sağa pir kuzi vermişsem pir kuzin olur anladun mi? 
-Olir mi, der Temel. 
-Penum evde bir kuzi de kendumin var. 
 
BİR ŞANS DAHA VER  
Öğretmen Temele kafayı takmış.İlla sınıfta bırakacakmış çocuğu diye millet dedikodu yapmış.Öğretmende halkın önünde Temeli sınav yapmaya karar vermiş.Stadta millet toplanmış.Ve öğretmen megafonla Temele sormuş :  
-Yedi kere yedi kaçtır?   
-Kırk tokuz demiş, Temel.  
Bir saniye sonra staddakiler ayağa kalkıp hep bir ağızdan :  
-Pi sanş taha ver, pi sanş taha ver, diye bağırmışlar. 
 
BİSİKLET                            
Trabzonla Rize arasında bir zamanlar gümrük varmış. Temel hergün bisiklet ve önünde bir kum torbasıyla gümrükten geçermiş. Bir gün Gümrük Memuru bu durumdan kuşkulanmış. Temel'e : 
-Dur. Ne geçiriyorsun gümrükten, demiş. Temel : 
-Kum, demiş. Memur kum torbasına elini sokmuş karıştırmış gerçekten sadece kum varmış torbada. Bu olaydan sonra Temel yıllarca gümrükten bisikletle önünde kum torbası olduğu halde geçmiş. Yıllar sonra Trabzonda bir kahvede Temelle Gümrük Memuru karşılaşmış. 
Gümrük Memuru : 
-Ula Temel artık emekli oldum sana birşey yapamam gerçekten ne geçiriyordun gümrükten?, demiş. 
Temel : 
-Bisiklet, demiş 
 
BİZ NE DEDİK  
Temel bir gün hakimin karşısına çıkartılır.  
Hakim Temel'e sorar :  
-Evladim senin adın ne bakim?   
Temel :  
-Adım "Temel", fakat "Z" si yok.   
Hakim biran düşünür ve Temel'e dönerek der :  
-Evladım, "Temel"de "Z" yok ki!   
Temel hemen cevabı yapıştırır :  
-Eeeee, biz ne deduk hakim bey?
 
BMW   
Temel BMW almış ve on saatte Trabzon'a varmış. Dönüşte, BMW ile geri geleceğim karşılayın diye İstanbul'a telgraf çekmiş. Temel 40 saat sonra varmış, merakla sebebi sorulunca :  
-Pu BMW'lerin ileri pes vitesi, ceride ise sadece pi vitesi var. 
 
 
 
 
 
 
  SİTEMİZE TOPLAM 33538 ziyaretçi (73518 klik)

HTML KOD SİTESİ

 
 

htmlkodlar
haber
Türkiyenin en büyük medya portali...! EkleBunu Sosyal Paylaşım Butonu
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol